Almanya Başbakanı Angela Merkel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la gerçekleştirdiği görüşmenin başında Lara isimli dokuz yaşındaki öğrencinin yaptığı ''beyaz barış güvercini'' biblosu hediye etti.
Başbakan Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel, resmi karşılama töreninin ardından baş başa görüşmeye geçtiler.
Angela Merkel, görüşmenin başında Lara isimli öğrencinin gönderdiği ''beyaz barış güvercini'' ni Başbakan Erdoğan'a hediye etti ve öğrencinin şu mesajını iletti:
''Merhaba!
Bu güvercin sana geldi. Onu Unna şehrinde Katharinenschule'de okuyan Lara adında dokuz yaşındaki bir çocuk yaptı.
Güvercin 'barış'ın sembolü. Birkaç gün ona baktıktan sonra onu bu yazı ile dünya barışını devam ettirmek için bir kişi veya kuruluşa gönder. Bize de hemen, mümkünse çektiğin bir resim ile birlikte bir mail yolla. Böylece biz de güvercinin 'barış yolu'nu takip edebiliriz. Bununla sen de Margaretenhöhe Essen'deki ilkokullarının, Hattingen'deki Franziskusschule'nin, Unna'daki Katharinenschule'nin, ayrıca İstanbul ve Pecs'deki okulların barış hareketine katkıda bulunmuş olacaksın'.
Angela Merkel, Başbakan Erdoğan'a Katharinenscuhule'nin mail adresini de verdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin de Almanya'da okulları olabileceğini belirterek, "Fakat bu, Almanya'da yaşayan Türkler için Almanca öğrenmemek için bir bahane olmamalı." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan konuşmasının başında, Moskova'da meydana gelen terör saldırısından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Terörün herhangi bir fayda getirmeyeceği açıktır." ifadesini kullandı. Türkiye'nin teröre karşı ortak mücadele platformu içinde her zaman olacağını söyleyen Erdoğan, "Bu mücadelenin ulusal bazdan çıkarılarak, uluslararası bazda devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının durumu ile Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinin ele alındığını aktaran Erdoğan, "AB'ye tam üyelik konusunda sağlam adımlarla ilerliyoruz." sözlerini kaydetti. Erdoğan şöyle devam etti: "Özellikle Türk-Alman ilişkilerinin köklü tarihinden de yararlanarak, Almanya'nın diğer AB ülkelerine de örnek olacak şekilde, bu sürece yönelik eğitim alanında, ki yarın Türk-Alman üniversitesinin Parlamento'muzdan geçeceğine inanıyorum. Bu arada Anadolu yakasında, Beykoz tarafında da üniversitenin yapımına yönelik altyapı çalışmalarını bitirdik. Ülkemizde gerek Alman Lisesi, gerek Avusturya Lisesi, gerek İstanbul Erkek Lisesi gibi liselerimiz Almanca eğitim veren liselerimiz. Anadolu liselerimizde Almanca öğrenmek mümkün. Normal liselerde aynı şeklide bunlar var. Türkiye'deki bu atılan adım, Türkiye-Almanya arasında, özellikle gençlerimizin Almancayı öğrenmesi noktasında çok önemli, onlarca yıl önce atılmış bir adım. Aynı statüde adımların, Almanya'da atılabileceği noktasında da Bayan Merkel'den bunu duymak beni ayrıca mutlu etti. Bunu ifade etmek isterim."
"TÜRKİYE'NİN DE ALMANYA'DA OKULU OLABİLİR"
Almanya Başbakanı Angela Merkel de konuşmasına Rusya'ya başsağlığı dileyerek başladı. 4 yıl aradan sonra Türkiye'de olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Merkel, Türkiye ile Almanya arasında yakın bir ilişki olduğunu kaydetti.
Almanya'da 3 milyondan fazla Türk'ün yaşadığına dikkat çeken Merkel, "Türkiye'de sürekli olarak yaşayan Almanlar da var. Ortak hedefimiz ilişkileri geliştirmek." dedi. Türk-Alman üniversitesi konusundaki adımın kendisini mutlu ettiğini belirten Merkel, "Bu projenin gerçekleşmesinden dolayı büyük mutluluk duymaktayım. Hem İstanbul'da, hem Almanya'da iz bırakacaktır." diye konuştu.
Almanya'da çok sayıda Türk-Alman okulu ve Türk öğretmen bulunduğunu ifade eden Merkel, şöyle devam etti: "Fakat bizim üzerinde durduğumuz husus, Almanya'da Almanca bilmeyen kimsenin yaşaması uygun olmaz. Çünkü içinde yaşadıkları ülkenin dilini bilmeleri, entegrasyon açısından ön koşul. Burada söz konusu olan asimilasyon değil. Herkesin köklerini, kültürünü korumasını istiyoruz, fakat üçüncü, dördüncü kuşakta Almanya'da yaşayan insanların toplumsal yaşama katılmalarını istiyoruz. Gelecek kuşaklarda insanların sadece işçi olarak değil, işadamı olarak, öğretmen olarak, bilim adamı olarak çalışmalarını istiyoruz. Geçmişlerini, geleneklerini unutmadan elbette. Almanya'nın yurt dışında okulları varsa, Türkiye'nin de yurt dışında, Almanya'da okulları olabilir. Fakat Almanya'da yaşayan Türkler için bu Almanca öğrenmemek için bir bahane olmamalı."